TANITIM YAZISI / Sayi 5
Yetkin Düsünce, 5. Sayisi ile sizlere merhaba derken 1 yasini da basari ile doldurmus bulunuyor. Bu, çok degerli yayin kurulu ve yazarlarimizin katkilari ve siz okuyucularimizin ilgi ve tesvikleriyle gerçeklesti; tesekkür ediyoruz. Olusan bu heyecan ve gönül bagi sürdükçe yine/yeni önemli konulari dosyalastirmaya ve yine önemli isimlerle sizleri bulusturmaya devam edecegiz insaalah.
Ikinci yilimiza, “Deizm, Ateizm ve Agnostisizm” dosyasiyla baslamayi uygun gördük. Sunu hedefledik: Geçtigimiz dönemde gündeme gelen “Acaba deizm artiyor mu? Insanlar dinden uzaklasiyor mu? Dinlerin sözü tükeniyor mu?..” gibi soru ve kaygilarin gerçeklik durumu nedir, varsa ne ifade eder, bu türden degisme ve gelismeler toplum için bir tehdit midir yoksa imkan mi? Bunlari analiz edip gerçeklerle yüzlesmek istedik.
Bu Sayida:
Editörümüz Mustafa Tekin, Paradigmal Krizin Görünürlük Noktalari olarak Deizm ve Ateizme isaret ediyor…
Esat Aslan, “Yasamin Evrimi ve Yanibasimizdaki Allah” baslikli yazisiyla, yaralarimizi sarma yetenegine sahip bir Allah’in bilgeligini ve rahmetini reddeden bir bakisin ne yasami açiklayabilecegini ne de bizi mutlu kilabilecegini söylüyor. Ve bilimin mekanizmalarini kendine temel alip Allah’i reddetmis modern insanin, yitirdiklerinin pek farkinda olmadigina dikkat çekiyor.
Yasar Soyalan, “Dinlerin Sözünün Tükenisine Dogru mu Gidiyoruz?” sorusuyla, Deger Üretemeyen Dinin Degersizlesecegini dile getiriyor.
“Deizm: Dinlerin Sonu mu? Kur’an Varken Asla…” diyerek bundan kaygi duyanlarin kaygisini da giderecek detayli bir analiz yapan Ahmet Keles, Allah’in varliginin ispat degil iman konusu oldugunun altini çiziyor. Kuran varken deizmin tutunamayacagini savlarken kelamcilarimizin münezzeh ve mukaddes ‘Tanri Teolojisi’ yapmak adina 'Ahsen-i taqvîm' olan insani göz ardi ederek deist ürettikleri vurgusunu da ihmal etmiyor.
Sorunun yönünü degistirerek farkli sekilde soran Muhammet Özdemir, ‘tanri sorunu’nu insanin kendisine ait meraklarinin, güven ve huzur ihtiyaçlarinin bir yansimasi olarak tanimliyor.
Kadir Canatan, Tanri tasavvurlarinda var olan iki uç yaklasimin (ifrat-tefrit), yani tenzih ve tesbih inancinin, etki-tepki zinciri içinde ele alinmasinin deizme de zemin hazirladigini vurgulayarak bu ikilemden kurtulmaya çagiriyor.
Saban Ali Düzgün’ün, doktrin ve öncü Isimleriyle, deizmi derli toplu bir sekilde özetlemesinden sonra; Aydin Topaloglu da, ateizmin dogasi üzerine bazi notlar düsüyor.
Vejdi Bilgin ise, “Bireylerde Travma, Sorgulama ve Inanç Krizi Sonrasi Ateizme Geçis Süreci”ni saha çalismasindan örnek tablolarla ortaya koyuyor.
Abbas Pirimoglu, Batili filozoflarin Tanri ile sorunlari üzerine önemli görüsler serdederken; Mustafa Demirtas, Türkiye dindarligindaki agnostik kirilmalarin toplumsal arka planini irdeliyor.
Muhammet Çelik’in inançtan inançsizliga giden bazi yollara deginisinden sonra degerli yazarimiz Atasoy Müftüoglu’nun özgün üslubuyla “Kavramsal Mahkumiyete Katlanmak” adli makalesi yer aliyor.
Tanriya karsi duygu ve duruslari ifade eden deizm, ateizm ve agnostisizme bakista her biri bir pencere açan bu özgün yazilarla beraber, dosyayi iki söylesiyle daha da netlestirmek ve zenginlestirmek istedik. Birincisi, teorik boyutuyla konuyu konusacagimiz yetkin bir isim aradigimizda ilk akla gelen/lerden Prof. Dr. Ahmet Arslan. Ikincisi, bütün bu iddialarin sahadaki görünür örnegi durumundaki 'Deizm Dernegi'nin temsilcisi ve kurucularindan olan Özcan Pali.
Ayrica kültür sanat kösemiz için de bir söylesi gerçeklestirdik. Seksenli yillardaki dönüsü / hidayeti ve “Insanlar ve Soytarilar” oyunu ile Islamci camiada ünlenerek önemli bir isim olan ama son yillarda çok da gündemde olmayan bir ismi, Ulvi Alacakaptan'i merak ettik; “O günden bu güne ne oldu? Sanat ve hayata bakisinda neler degisti? Ülkemizde sanat ne durumda nereye gidiyor?” gibi sorulara cevap aradik. Kisacasi keyifli söylesiler gerçeklestirdik. Sizin de zevkle okuyacaginizi umuyoruz. Nihayet, son günlerde çok konusulan “Müslüm”   filmine yönelik Nevin Basaran tarafindan kaleme alinan bir degerlendirme yazisi ile bu bölümü tamamladik. Böylece dopdolu bir sayi ile daha karsinizdayiz. Ilgi, dikkat ve heyecanla okuyacaginizi umuyor, görüs ve elestirilerinizi bekliyoruz.