Eritre’den, Etiyopya’dan, Sudan’dan, Somali, Gana, Liberya ve talan edilmis Afrika kitasinin dört bir yanindan göçmenler… Simsarlar hepsini toplayip, denize açilmaya elverisli olmayan gemilere bindiriyor ve denizin derinliklerine gönderiyorlar.
“Ani bir hastalik sonucu yolculardan iki kisi öldü. Yedinci güne kadar cesetleri güvertede kaldi. Yedinci günün aksami motorun çalisacagina ve yardimin gelecegine dair ümitler kaybolunca onlari suya attilar. Ertesi sabah cesetleri geminin etrafinda yüzüyordu.
Firtina bulutlari bir kez daha gemiyi kusatmis, dalgalar bir saat boyunca acimasizca geminin gövdesini dövmüstü. Yagmur durmadan, dinlenmeden yagiyordu. Delik tekrar açilmis, Maluk’un tüm çabasina ragmen sular siddetle içeri dolmaya baslamisti. Geminin batmasindan dört gün önce yani on sekizinci günde yolcular birer birer açlik ve susuzlugun kurbani olmaya basladilar. Günesin batmasindan sabahin alaca karanligina kadar yirmi kisi can çekisip günün dogmasiyla birlikte de ruhlarini teslim ettiler.”
Ebubekir Hamit Kehhal: Eritreli hikâye yazari. Libya’da ikamet ediyor. Uzun yillar “Eritre Özgürlük Cephesi” üyesi olarak görev yapti. Etiyopya ihtilâline karsi özgürlük savasina katildi. Iki hikâyesi var: “Silah Kokusu” ve “ Berkantiya: Bilge Kadinin Topragi”