Ali Öner bizi, sözcüklerle bezeli bir dünyada, bir yolculuga çikarmakta. Dünyadan bir yolcu gibi geçerken, etrafimizda olduklari halde hiç fark etmedigimizin kimi yolculuk hallerinin üzerine çekerek dikkatimizi, gündelik hayatin mesgaleleri içerisinde neleri ihmal ettigimizi ve yine, tüm bu mesguliyetler içerisinde, aslinda her daim bir seferde oldugumuzu, bize bir kere daha hatirlatmakta. Onu okudugumda veya bu yolculuga ben de katildigimda, o siirsel sürüklenis içerisinde derin bir bilgeligin de oldugunu fark etmistim. “Düslerden Arta Kalan Kelimeler”, bir insan olmanin maliyetine dair, o uzak seferlerden bize tasidigi bilgeligin tahkiyesiyle, aslinda bir yolculuk halinin o en aslî durumuna, yani sözcüklerin dünyasina çagirmakta bizi. Veya kendi deyisiyle dikenler içinden güller toplamaya. Ama bazilarinin yaptigi gibi, salt sözcüklerden ibaret bir bezege dikkatimizi çekmek için degil. Sözcüklerin isaret ettikleri bir derin gerçekligin, yani hakikatin seferine çikmak üzere bizi kiskirtarak yapmakta bunu.
Ne mutlu her daim yolda olanlara ve dikenlere ragmen, sözcüklerin bahçesinden güller toplama cesaretini yitirmeyenlere…