14. SAYI “SÖYLEMDEN EYLEME DIL PROBLEMI”
Kimsenin üzerine alinmadigi ve herkesin kendinde degil de karsisindakinde bulunduguna inandigi önemli bir problem var toplumumuzda; dil problemi… Bireylerden sosyal gruplara, meslek gruplarindan dini cemaatlere, akademiden siyasi partilere kadar herkesin ve kesimin rahatsiz oldugu ve muhataplarini suçladigi –ama her kesim ve kimsenin de masum olmadigi- kutuplastirici, ayristirici/bölücü, ötekilestirici, hirçin, sert, düzeysiz “dil”… Sözün düsünceye, söylemin eyleme etkin ve öncül oldugunu kabul ediyor ve bu meseleyi önceliyoruz. Dolayisiyla toplumun kötü kaderi degisecekse eger; herkesin ve kesimin kendi söylemlerine bakmasi ve dilini kabalik ve çirkinlikten arindirmasiyla baslar bu degisim. Gandi’nin veciz bir sekilde ifade ettigi gibi:
“Söylediklerinize dikkat edin; düsüncelere dönüsür…
Düsüncelerinize dikkat edin; duygulariniza dönüsür…
Duygulariniza dikkat edin; davranislariniza dönüsür…
Davranislariniza dikkat edin; aliskanliklariniza dönüsür…
Aliskanliklariniza dikkat edin; degerlerinize dönüsür…
Degerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüsür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüsür.” (Gandhi)
Bu dosyayi hazirlamaktaki amacimiz da toplumu dilin afetlerinden korunmasina dönük bir farkindalik olusturmaktir. Bunun için dil problemini, söz, söylem, üslup, retorik, jargon gibi kavramlar etrafinda düzeyli bir sekilde ele almaya çalistik. “Üslüb-u beyan ayniyla insan.” düsturunca.
Faydali olacagini umuyoruz.
Selam ile…